15 Temmuz Darbe Girişimi

Değerli Halkımız,

15 Temmuz 2016 tarihinde, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yapılaşmış Milli Güvenlik Kurulu kararı ile terör örgütü olarak belirlenmiş Fethullahçı Terör Örgütü ( FETÖ/PDY) mensubu kamu görevlileri ,sivil gerçek ya da tüzel kişilikler tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine darbe girişimine teşebbüs etmek üzere ülkemiz genelinde yaygın ve bağlantılı terör faaliyetleri gerçekleştirilmiştir.

Bu girişim siyasal iktidar /muhalefet parti liderleri-Reisi Cumhur vizyonu ve tüm halkımızın ortaklaşa gayretleri ile bertaraf edilmiştir. Bu olayların akabinde anayasamızın 120. Maddesi ile 2935 sayılı OHAL Kanununun madde 3/1-B bendine göre 21.07.2016 saat 01.00’den itibaren 90 gün süreyle OHAL ilan edilmesi MGK’nın tavsiye kararı gözününde bulundurularak Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmış ve alınan karar 21.07.2016 tarihli ve 29777 sayılı resmi gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu yazımızın amacı; Ülke genelinde FETÖ/PDY soruşturması olarak devam eden FETÖ/PDY ismiyle devam eden soruşturma karşısında , yakınlarının soruşturma kapsamında gözaltına alınan vatandaşlarımızın bilgi edinmek için ya da soruşturma- kovuşturma aşamalarında şüpheli/sanık müdafiliğini üstlenmemizi isteyen vatandaşlarımıza karşı somut olaya bakış açısımız ve net tavrımızın bildirilmesinden ibarettir.

15.07.2016 gecesi yaşanan darbe girişimi ya da ülkemizi güçsüzleştirme çabası ya da TSK’yı yıpratma çabası sonrası doğal olarak ve hayatın olağan akışına uygun olarak siyasi irade , tüm unsurlarıyla birlikte anılan gecenin tekrar yaşanmaması saiki ile terör örgütü üyelerini- yandaşlarını –sempatizanlarının ifşa edilip yargılanması amacıyla ülkemiz genelinde soruşturmalar başlatmıştır.

Önemle belirtmek gerekir ki ; OHAL ilan edilse dahi OHAL’de hukuk devleti ilkesi gereği hukuk kuralları geçerlidir. Hukuk kurallarının OHAL süresince , süreleri ve uygulama biçimleri normal dönemden farklı olsa da yine de hukuk kuralları vardır. Görüldüğü üzere , bu kurallar bağımsız yargıyı oluşturan Cumhuriyet Savcıları ve Hakimleri tarafından uygulanmaktadır.

Anayasamzın 80. Maddesine göre milletin temsili yalnızca , TBMM ve bu yapıyı oluşturan milletvekillerince olunur. Rejimin ya da siyasi iktidarın silah zoruyla görevden el çektirilmesi ya da değiştirilmesine ilişkin bir hüküm yoktur. Böyle bir hüküm olsa dahi bu hüküm hukuksuz olacak. Çok nüfuslu parlementer sisteme uygun düşmeyecektir.

Yukarıda sayılan tüm nedenlerle FETÖ/PDY soruşturma/ kovuşturma aşamalarında vekil/müdafilik görevlerini üstlenmeyeceğiz.

Terör örgütü üyelerinin ifşa edilip yargılanması devlet içinde ve ülkemiz sınırları dahilinde yakınları soruşturma kapsamında gözaltına alınan vatandaşlarımızın haklarını yine bu makalemizde belirtmek gereğini ,hukuk devleti ilkesi ve Avukat sıfatıyla belirtmeyi önemli görmekteyiz. Şöyle ki ;Anayasamızın 36. Maddesi adil yargılanma hakkından bahseder ve buna sıkı sıkıya bağlı olarak şüpheli-sanığın savunma hakkı –masumiyet karinesi vücut bulur. Bu nedenledir ki bireyin aklanması ya da ceza alması sadece ama sadece yargılama sonucu ortaya çıkacaktır. Yakınları gözaltında bulunan vatandaşlarımız gözaltına alınma işleminin yapıldığı ilde bulunan Baro’ya müracatta bulunarak emniyet müdürlüğünce 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’unun madde 150 uyarınca görevlendirilen zorunlu müdafi isim ve adresi alabilir ve meslektaşlarımızla iletişime geçip hukuki süreçle ilgili bilgi alabilirler.

Anlaşılan minvalde gözaltına alınan yakınları ,gözaltında bulunan yakınını özel bir vekille de temsilde ettirebilir. Vekil meslektaşlarımızın işi kabulu 1136 sayılı Avukatlık Kanun’u uyarınca mümkün olup yine anılan kanunun madde 37 uyarınca vekil meslektaş teklif olunan işi sebep göstermeden reddedebilir . Bu yazımızın özü de Avukatlık Kanun’unun 37. Maddesine dayanmaktadır.

Saygıyla Duyurulur

Av. Ömür Ezenci